Atatürk Barajı inşaatında stajda tanıştık 24 yılda 40’tan fazla ortaklığa imza attık

Karadeniz uşakları, Trabzonlu Hüseyin Dinçel ile Rizeli Mahmut Asmalı’nın ‘inşaat mühendisliği’ okurken başlayan arkadaşlıklarından dev bir şirket, ‘Ak Yapı’ nasıl doğdu? ‘İnşaat şirketinin ilginçliği mi olur’ diyebilirsiniz. Bal gibi olabiliyor. Mahmut Asmalı, Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) Başkanı olduktan sonra şirketi ve işleri hakkında konuşmuyor. MÜSİAD üyesi sanayiciler özelinde bütün sanayicilerin sorunlarına ve çözüm önerilerine odaklanmış şekilde görevini ifa ediyor. Hal böyle olunca ben de ortağı Ak Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Dinçel ile konuşmaya karar verdim. Dinçel, hemen vurguluyor: “Bizim kamu ile işimiz olmadı ve olmayacak. Bazen aynı isimde şirketlerle ‘şu ihaleyi aldı bu ihaleyi aldı’ diye karıştırılıyoruz. O, biz değiliz. Bu konuya açıklık getireyim.”

Kendisine soruyorum, nasıl ortak oldunuz ve bu zamana kadar neler yaptınız? Hüseyin Dinçel şöyle özetliyor: “Ben Trabzonluyum ve İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği mezunuyum. Mahmut Bey de Karadeniz Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği mezunu. İkimiz aynı zamanda (1986’da) Atatürk Barajı inşaatında staj yaparken tanıştık. İyi arkadaş olduk, sonra da haberleştik. Ben 3. sınıftayken İstanbul’da Biat İnşaat’ta (Hayati Üstün)  çalışmaya başlamıştım. Mahmut Bey de okulu bitince geldi ve o da aynı yerde işe girdi. 9 yıl orada beraber çalıştık. Hayati Bey vefat ettikten sonra ayrıldık. 1998’de birlikte Ak Yapı’yı kurduk. 10 yıl kadar taahhütle fabrika inşaatları yaptık. LCW’nin bazı inşaatlarından, İSTOÇ’un yuvarlak binasına, özel hastanelere kadar (Medicana Beylikdüzü) işlerimiz oldu. 2010-2014 arasında 4 yıl Sinpaş ile ortak şirket kurup Akasya projesini inşa ettik, bu ortaklıkta başka projeler de yaptık. İlk kendi konut projemiz ise 2009’da Lale Şehir Halkalı Konaklarıdır, 410 konuttu. Airporthill Basınekspres, Veliköy Konutları Çerkezköy, Bahçetepe İstanbul Başakşehir, Mavera projeleri vs konut projeleri bitirdik. Makro İnşaat ile ortaklık kurup çok sayıda konut projesi bitirdik. Şu anda Ümaniye’de Limonlu Bahçe Konakları’nı yapıyoruz. Bu projede Netaş’ın arsasına hasılat paylaşımı ile 509 konut, 148 dükkân inşa ediyoruz, 1,3 milyar liralık bu projemiz 2024’te bitecek. Büyükçekmece’de ise 225 bin metrekare alanda Big Country projemiz var. 126 adet tek katlı evler, 1000 ve 2000 metrekarelik arsaları olan 1,2 milyar liralık bir proje.”

Hüseyin Dinçel’e, işlerin bu kadar büyümesini sağlayan ‘püf noktasını’ sordum. Dinçel şöyle yanıtladı: “İlkemiz şu; ‘bir bankayı ortak alacağına (kredi kullanacağına) bir sanayiciyi ya da bir arkadaşını ortak al’ ki bizim bu güne kadar bankalarla hiç kredi ilişkimiz olmadı. İş için bugüne kadar 40’tan fazla farklı ortaklık yapmışız. Biz her firmanın güçlü ve zayıf yanları olduğuna inanıyoruz ve bir zayıf yanımız varsa güçlü yanı olanla bir başkasıyla kolayca ortaklık yapabiliyoruz. Ben de Mahmut Bey de sahadan, çamurdan, betondan geldik. O yüzden ortaklığın kıymetini çok iyi biliyoruz. Ülkemizde ortaklık kültürünün gelişememesi çok önemli bir konu başlığı olarak önümüzde duruyor.”  

KOBİ’ler için Tem34’lerden sonra ‘Ticarethane’ başlıyor

Hüseyin Dinçel, sanayi ile başlayıp konut inşaatlarını sıralayınca ‘sanayi için yeni projeler var mı’ diye de soruyorum.  Yanıtı, özellikle Küçük ve Orta Boy İşletmeler (KOBİ) için müjde gibi: “Sanayi binaları inşasına çok yoğun olarak devam ediyoruz. Her kata ve her bağımsız bölümün önüne kadar TIR yanaşabilen projeler yapıyoruz. Minimum 250 metrekarelik imalat ya da depo amaçlı işyerleri üretiyoruz. İçinden 4 şeritli cadde geçen binalar hayal edin. Bu güne kadar bacalı ve kimyasal çıktısı olan sektörler hariç bu tür binalar yaptık. Tem34’leri bilirsiniz; Esenyurt’ta 2 tane, Tantakale’de İkitelli’de vs bunları Eşbah İnşaat ile ortaklık kurarak yaptık. Şimdi de kendi başımıza devam ediyoruz. Metal ve Plastik Kaplama Sanayi Sitesi (METKAP) projemizi satışa çıkardık. 500 milyon lira yatırım değerine sahip, çevreci sanayi projesi olarak öne çıkıyor. Bu projenin muhatabı metal ve plastik kaplama sektörü. 137 bağımsız birim bulunuyor. Kendi arıtma tesisi olacak. Önümüzdeki dönemde kendi sanayi binalarımızı da marka projeler olarak devam ettireceğiz. Markamız ‘Ticarethane’ oldu. İlkini Hadımköy’de yapacağız ki arsasını aldık. 180 bin metrekare kapalı alanı olan bir proje çıkacak. Ticarethane Başakşehir projemiz de 60 bin metrekare kapalı alanı olan bir başka proje olacak.” Hüseyin Dinçel’e, bu projelerin bilançosunu soruyorum, Dinçel, “Bu güne kadar 650 bin metrekare imalat ve depolama alanı inşa edip teslim etmişiz. KOBİ’ler için bu yapılar çok önemli. Bizim inşa ettiğimiz binalarda binlerce KOBİ’miz arı gibi çalışıyor. 2 bin 500’e yakın bağımsız birim olduğunu tahmin ediyoruz. Bazı KOBİ’lerimiz 250 metrekarelik dükkânda işini görüyor, bazıları da 10 tane 250 metrekare yer alıp birleştiriyor” diyor.

Akyuva Vakfı’nın çatısı altında 200 yetimimiz var

Hüseyin Dinçel, Ak Yapı olarak odaklandıkları ‘sosyal sorumluluk alanının’ yetim çocuklar olduğunu belirtiyor. Bu amaçla kurdukları Akyuva Vakfı’nı şöyle anlatıyor: “Yetim çocuklar için çocuk evleri yapıyoruz. Bakanlıkla protokolümüz var. En az 3+1 daire olmalı, bakanlık inceliyor, onaylarsa 5-6 yetim çocuk ve 3 tane de anne veriyorlar. Böyle 5 tane evimiz oldu. Sonra ‘yeni evler açalım’ dedik ama atama sorunları yaşandı. Biz de format değiştirdik, şu anda 30 evimiz var, 200 yetim çocuk barınıyor. Ben şahsen bu konuya daha çok ilgi gösterilmesini herkese tavsiye ediyorum. Bu çocuklarımızla biraz vakit geçirseler nedenini çok iyi anlarlar.”