İstanbul’un çeperlerinde, yeni kurulan ilçelerde 10 bin liraya kiralık 2+1 daire bulan define bulmuş gibi seviniyor. Kiralık daireler karaborsaya düştü. Bu bölgelerde 2 -2,5 milyon liraya satılık eli ayağı düzgün 2+1 daire bulmak dahi hayal oldu. Şehrin merkezi yerlerinde 2+1 daireler 30-40 bin liralara çıktı. Daha düne kadar ülkeyi betona boğdunuz,  bu kadar inşaat mı yapılır diyen her şeyi bile palavracılar yine haksız çıktı.

Neden bu durumdayız; Zemini sağlam arazimiz var, inşaat malzememiz var, alt yapımız fena değil, ulaşım alt yapımız gelişiyor,  insanımızda para var neden yeteri miktarda daire üretilemiyor? İhtiyaç karşılanamıyor. Çünkü imar planlamalarında keyfilik ve inşaat yapımı konusunda yanlış uygulamalar ile süreci zorlaştırıyoruz.

İnşaat işleri yaz boz tahtasına dönmüş durumda. Elinde yetkisi olan yazıyor-siliyor. Devamlı yönetmelikler değişiyor. İnşaata başlarken var olan bir yönetmelik, inşaat biterken farklı bir hal alıyor. Belediyelerin keyfi uygulamaları müteahhitleri bezdiriyor. Yeni otopark yönetmeliği ile küçük parsellerde inşaat yapmak zorlaştı. Bazı ilçe Belediyelerinin aldığı otopark ücretleri, inşaat ruhsatı vb harçlar dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde bu kadar yüksek değil. Belediyeler lüks tüketimlerini müteahhitte yüklediklerini sanarak yanılıyorlar. Dolaylı olarak olan dar geliriyle ev alamaya çalışan, kiralamaya çalışan vatandaşa oluyor. Biraz insaf!

İmar planları pamuk ipliğine bağlı. İlgili bazı kurumlardan alınan olumsuz görüşlere rağmen yapılan imar planları, adaletsiz  şekilde yapılan 18. Madde imar uygulama işleri; dava açıldığında hemen iptal ediliyor. Sonra her şey birbirine giriyor. Devam eden ruhsatlı inşaatlar, iptal edilen imar planı yüzünden ilerleyemiyor ve sıkıntılı süreç başlıyor. Aylar yıllar böyle boşa geçiyor.

İnşaat işinde bir diğer sorun Yapı Denetim; Yapı denetim işi bir türlü dikiş tutmuyor. Anadolu yakasının bir ucunda ki inşaata, Avrupa yakasının diğer ucundaki yapı denetim firması atanıyor. Bundan büyük saçmalık aymazlık olur mu? İstanbul trafiğinde iki tarafa da yapılan bu durum zulümdür.

Yapılan her değişiklik rüşvetin miktarını arttırmaktan ileri gitmiyor. Dolar düşerken kalitesi düşük beton fiyatları hızla artmaya devam ediyor. Bunun gibi ülkemize özel bir çok sorun yüzünden inşaat yapmak, bu işe yatırım yapmak sermaye sahibine cazip gelmiyor. İş yerel müteahhitlere kalıyor, son zamanlarda yapılan değişikliklerle yerel müteahhit sayısı da hayli azaldı. Bu iş özendirilip kolaylaştırılmaz ise işimiz zor. Devletin yapacağı ev bu millete yetmez. Devlet te gelip mahallede 20 daire inşaa etmez. O zaman bu işe masa başında oturan, milletten- araziden bi haber diplomalılar ile değil, İşin içinde pişmiş taraflar ile çözüm üretmeli.

Arazi üretimi olmadan daire fiyatları düşmez. Toki  hazine arazilerin de sosyal konut üretmeli, buralarda mahalleler kurmalıdır. Lüks konut işine kesinlikle girmemelidir. Lüks konut işi zengini daha zengin yapmaktan başka işe yaramıyor. İnsanlar Toki’nin yaptığı bu konutları yatırım aracı olarak alıp satıyor. Bu arazilerde 85 milyonun hakkı var.

Yerel Belediye Başkanları bölgelerinde ki arazileri parsel parsel bilmeli ve planlama ile bizzat ilgilenmelidir. Bölgelerinde ki sorunları İl Belediyesine ve Merkezi Hükümete bildirerek çözüm üretmek için çırpınmalıdır. Maalesef konforumuz bozulur korkusu ile bunu yapmıyorlar. Bazı bölgelerde yapılan imar planlarında vatandaşın arazisinin tamamına yakını Kamusal alan olarak ayrılırken, yan parselinde hiç kamusal alan ayrılmıyor. İmar planlarında yapılan bu haksızlıklar ve yolsuzlar yüzünden Mahkeme koridorlarında ömrünü yiyenler var. Bunun vebali yerel Belediyelerin üzerinedir.

Son deprem sonrası vatandaş can havli ile kendisini şehrin kuzeyine attı. Bu bölgelerde müstakil evler yapıp yaşamak istiyorlar. Ancak Devlet vatandaşın gerisinde olduğu için bu alanların büyük bölümü henüz planlanmamış ve ya yanlış planlanmış durumda. Bu bölgelerde Belediyeler işin kolayını bulmuş, kaçak yapılaşmaya izin veriyorlar, ardından ceza kesiyorlar ve evleri yıkmadan iskana müsaade ediyorlar. Aslında buda bir çözüm. Ancak neden bu kadar ahmağız? Taşlık kayalık tarıma elverişli olmayan arazileri neden müstakil ev yapımı için planlayıp vatandaşın ruhsatlı iskanlı evlerde oturmasının önünü açmıyoruz?

Merkezi Hükümetin tüm Ülke geneli için yaptığı değişikler, çoğu zaman İstanbul özelinde karşılık bulmuyor. İstanbul için özel bir çalışma yapılması gerekiyor. Anadolu da küçük bir il ile dünyanın en büyük Metropollerinden İstanbul aynı yönetmelikle aynı kararlar ile yönetilmesi çoğu zaman istenilen sonucu vermiyor. İstanbul’da çözülemeyecek sorun yok. Rant hesabı yapmadan dertli insanların çözebileceği sorunlar bunlar. Önce Hesabi değil hasbi olmak lazım…

26/03/2023

İSA DEMİR