Modern şehircilik anlayışının önemli bir parçası olan toplu konutların sayısı günden güne artarken, binlerce insanın barındığı sitelerin yönetimiyle ilgili sıkıntıların da kördüğüme dönüşmeye başladığını görüyoruz.

Bunun ana nedeninin yasal düzenlemelerdeki eksikliklerle, yönetimlerin aldığı yanlış kararlar olduğunu söyleyebiliriz.

 

Teknolojinin ilerlemesi, inşaat sektöründeki gelişmeler, değişen aile yapısı ve sosyoekonomik yapı, toplu yapıların çoğalması ile birlikte güvenlik, sosyal alanlar, kapalı ve açık ortak kullanım alanlarının artması, yenilenebilir enerji ve geri dönüşüm tesislerinin toplu yaşam alanlarında hayatımıza girmesi gibi köklü değişikliklere rağmen 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu yetersiz kalmıştır. Uzun zamandır bu konuda ısrarlı bir şekilde düzenleme yapılması gerektiğini dile getiren M Plus Yönetim Kurulu Başkanı İlhan Aydın Kartal da benimle aynı görüşü paylaşıyor. Sayın Kartal, toplu konut site yönetimlerini çıkmaza sürükleyen sorunların çözümü için atılacak en büyük adımın Kat Mülkiyeti Kanunu'nun revize edilmesi olacağını söylüyor. İlhan Kartal’a göre bu konuda bir adım atılmadığı takdirde, yakın zamanda mali yönden enkaza dönüşmüş gecekondu görünümlü sitelerin sayısı artacak. 

istanbul-konut-fiyatları 

Günümüz şartlarında yetersiz kalan her kanun şöyle ya da böyle ele alınarak değiştirildiği halde acaba kat mülkiyetini konu alan kanunlar neden değiştirilmiyor? Konunun muhatabı olan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın gündeminde böyle bir dosyanın olmaması doğrusu beni de şaşırttı.  Söz konusu düzenlemelerin yapılmaması durumunda şehirlerin modern gecekondulara dönüşebileceği uyarısında bulunan İlhan Kartal, 25 yıllık mesleki deneyiminin neticesinde bu kanıya varmış. Kartal, gözlemleri ve sahadaki gerçeklere dayandırdığı çalışmaları sonucunda Türkiye’de bulunan toplu yapıların ve 8 bağımsız bölümden fazla konutun yer aldığı binaların yönetiminde yaşanılan sıkıntıların hukuk çerçevesinde bertaraf edilmesi amacıyla sektör temsilcileri ve kanun koyucularla çalışmalar yürütülmesi gerektiğini vurguluyor. Düşünün ki, şehirlerimiz nitelikli konut projeleri ile modernleşirken, siteler 1965 yılında yürürlüğe giren ve 2007 yılında 5711 sayılı kanun ile revize edilen kanunlarla idare ediliyor. Halbuki bu kanunlar da modern bir anlayışla güncellenmeli, yeri geldiğinde yönetimler ve yönetici adaylarına yol göstermeli.

 

İlhan Beyin şu tespitlerine katılmamak elde değil: “Günümüzde sayıları her geçen gün artan toplu yapıların, halen bir meslek olarak benimsenmemiş, mesleki yeterlilik kriterleri belirlenmemiş ve yetişmiş personel sayısı yetersiz olan site yöneticileri tarafından yönetilmesi, sitelerde hayatında devam eden vatandaşların ekonomik, beşeri ve aile yaşamlarına zarar vermektedir.” Devletin herhangi bir organı, bir federasyon veya bir oda tarafından denetlenmeyen yöneticilerin, kendilerine emanet edilen milyarlarca lirayı kontrolsüz bir şekilde harcaması neticede insanların hayatlarında yaptıkları en değerli yatırım olan evlerinin değer kaybetmesine sebep olabilir. Dahası hizmetleri sorgulanmayan ve teftiş edilmeyen siteler terör örgütü gruplarının, uyuşturucu tacirlerinin ve illegal şahısların mekanı haline de dönüşebilir. Nitekim bu düşüncemizi destekleyen olaylara artık sık sık rastlıyoruz. Peki, sürecin iyileştirilebilmesi için ilk adımda neler yapılmalı? 

 insay-yapı

İlhan Kartal’a göre Kat Mülkiyeti Kanunu’nun günümüz şartlarına göre yeniden revize edilmesi için öncelikle site yönetim faaliyetlerinin kontrol altına alınması, mesleki yeterlilik kriterlerinin belirlenmesi, yönetim ve yönetici standartlarının belirlenmesi ve müfredatının hazırlanması, yönetim hizmetleri ve muhasebe kayıtlarının belirli standartlar ile kontrol altında yapılması için hizmetin yetkili kurumlar tarafından verilmesi ve bu kurumların devletin yetkili organına bağlanarak sürekli denetlenmesi gerekiyor.

 

Bu yapılanmanın zaman geçirmeden Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı himayesinde gerçekleşmesini talep eden İlhan Beyin bakanlığa sunduğu dosya, umarım raflarda tozlanmaz ve 57 yıllık kanunda köklü değişikliklerin yapılması için bir vesilesi olur.