İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun bir televizyon programında, konutta yaşanan talep krizine dönük ortaya koyduğu formül gayrimenkul dünyasında büyük yankı buldu. Ancak konunun fikri dayanağının doğru bir şekilde irdelenmesi gerekiyor.  

Önce Başkan İmamoğlu tam olarak ne demişti, onu hatırlatalım: “Adresinde konut olan, boş olan konut sayısı 750 bin. Evi var, boş tutuyor. Ondan daha fazla vergi almak zorundayız. Dünyada bu uygulamalar var. O vergiyi biz konut fonuna aktaracağız, konut üreteceğiz.”

Açıklamayı cümle cümle ele alıp birkaç soruyu sıralayacak olursak;

1- Adresinde konut olarak görülen, boş olan konut sayısı nasıl belirlendi? 

2- Evini satın almış olup da boş tutanlara nasıl olur da , ‘ Gel kardeşim, sen bu evi bir şekilde kullan’ demek ne kadar doğru olur? 

3- Boş evden daha fazla vergi almanın hukuki ve sosyal dayanağı ne olacak? 

4- Alınacak verginin bir fona aktarılması ve onun konut üretiminde kullanılması süreci nasıl yönetilecek? Bu fondan kim nasıl yararlanacak?

İBB Başkanı İmamoğlu’nun böyle fikri ortaya atması en başta yatırımcı sıfatıyla İstanbul’da birden fazla konutun sahibi olanların tepkisini çekecektir. Kaldı ki, varını yoğunu birkaç konut yatırımında değerlendiren ve bunları evlatları için alıp boş tutan binlerce aile var. Dahası misafirperverliği gereği boş tuttuğu besinde zaman zaman misafir ağırlayan binlerce  aileden söz edebiliriz. Bunun ötesinde satın alınan dairenin her türlü aboneliğini yaptırıp, sitede ise aidatını ödeyen,  zamanı geldiğinde de vergisini ödeyenler de bulunuyor. Bir de daireyi satın aldıktan sonra bir süre boş tutup satma niyetinde olan vatandaşlara da rastlıyoruz. Bütün bunlar nasıl tespit edilecek? Diyelim ki tespit edildiler, vergi dilimi nasıl belirlenecek? Yani bu konuda atılacak adımların yasal dayanağı ne olacak? Daha bunlar ortada yokken, dahası seçim atmosferine girilmişken, böyle fikri ortaya atmak İmamoğlu’na hangi puanı kazandırır? 

Dünyada bu konuda uygulamalar olsa da, yetkinin hangi kurumlarda olduğunda bellidir. Konuyla ilgili görüşlerine başvurulan hukukçular, “Türk hukukunda 'boş konut vergisi' adı altında bir düzenleme yoktur” diyor.  Bu noktada mevcut uygulamasında hatırlatalım. Büyükşehirlerde değerleme binde iki olup bu oranı artırma veya azaltma yetkisi Cumhurbaşkanındadır. Yani normal belediyelerle büyükşehir belediyesi başkanlarının vergiyi artırma ya da azaltma yetkisi yoktur. İmamoğlu, bunu bile bile neden konuyu pat diye gündeme getirmiş olabilir? Sıkıntılar böyle fikirlerle aşılacaksa Cumhurbaşkanlığının talimatı ile ilgili bakanlık  gerekli adımı çoktan atardı. İBB Başkanı İmamoğlu’nun ortaya attığı formülün hayat bulması için yasal değişiklik gerekiyor. Bu da olsa olsa seçimden sonraya kalacak bir konu. 

Konuya duyarsız kalmayan KONUTDER Başkanı ve SUR Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Altan Elmasise İstanbul'da 750 bin konut boş durumda verisinde hata olmuş olabileceğine dikkat çekerek, İstanbul'da verinin kaynağını bilemediğini ama rakamın çok yüksek olduğunu dile getirmiş ve eklemiş: “Boş konuta vergi konulmasını doğru bulmuyorum.” Altan Beyin görüşünü destekleyecek en önemli veriyi sahibinden.com portalı ortaya koymakta. Alım satımda yol gösterici rolünde olan bu sitede, Kasım ayı itibariyle, İstanbul’da satışa sunulan ikinci el konut sayısı ortalama 150- 170 bin civarında. Bunların yüzde 70’i boş olsa sayı 100 bini bile aşmaz. Eee geriye kalan 650 bin konut nerede? Bunu da İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na sormak bizim hakkımız olsun. İmamoğlu’nun bu konuyla ilgili ekibi, başta sıraladığım dört soruya net cevap verirse başkanlarının ortaya attığı formülün ayakları yere basmış olur. Yoksa sonucu şimdiden belli olan bir niyet olarak hafızalarda yer alır ve zamanla unutulur.