Dolayısıyla, Türkiye konut satış adetinde yine Avrupa’da birinci oldu. Bu birkaç açıdan önemli. Birincisi, başta Avrupa olmak üzere Dünya’daki büyük ekonomilerde konut satışı yüzde 10 ile yüzde 30 arasında düşerken Türkiye’de azalmadı başa baş kapandı. Bu da Türkiye’deki iç piyasada, talebin çok canlı olduğunu gösterir. İngiliz araştırma şirketi Knight Frank’ın son verilerine göre de gayrimenkul en fazla kazandıran yatırım aracı oldu. Rapordaki verilere göre değerlenme oranlarına bakıldığında Türkiye büyük şehirleriyle ilk 4’te yer alıyor. Yatırım aracı olarak gayrimenkul en fazla Türkiye’de kazandırmaya devam ediyor. Bu sebeple talep sürekli dinamik olacak. İkincisi, Türkiye’de 200 alt sektörü de dinç tutması içinde önemli. Dolayısıyla burada arzın tekrar ivmelenmesi üreticilerin tekrar üretime geçmesi daha dikkat edilmesi gereken bir husus. Nitekim 5 yıl öncesine göre ikinci el satışın payı yüzde 50 -50’den yüzde 30-70’e yükseldi. Birinci el azaldı. 2023’te bu oranın tekrar dengelenmesi çok değerli olacaktır. Bu sebeple 0,69 faiz oranıyla başlayan sıfır konut kampanyasının 2023’te bu oranın dengelenmesine katkısı büyük olacaktır. Yabancı konut satışı tarafında da yüzde 15 artış var. Bu toplam satışta yüzde 5’e denk geliyor. Avrupa’ya kıyasla bu oran yarı yarıya düşük. Nitekim Portekiz ve İspanya’da Avrupa ortalamasında yabancıya satış oranı yüzde 10 seviyesinde. Türkiye’ye doğrudan yatırım olarak değerlendirildiğinde yabancıya satışında 2023’te gelir bazında Avrupa’ya yaklaşmasını umuyorum.

***

gökhan-taş-master-türk

Mastertürk Grubu Başkanı Gökhan Taş:

Emlak satışında rekor kırıldı

Türkiye konut satışında geçen seneyi yakaladı, 1,5 bandından uzaklaşmadık. Tüm gayrimenkul türlerinde ise yeni bir satış rekoru 2022 yılında kırıldı.  Konut satışlarında 2022 yılında yüzde 0,5 gibi azalma yaşanırken tüm gayrimenkul satışlarında artış yaşadık. Ülkemizde Geçen yıla göre yüzde 6’lık bir artış ile 3 milyon 203 bin gayrimenkul satışı gerçekleşti. Satışlardan elde edilen tapu harcı geliri ise 41 milyar lira seviyesine ulaştı. ‘Yeni Evim’ adıyla orta gelirli vatandaşlar için açıklanan ve dün başlayan sıfır konut kampanyasının ev sahipliği oranınapozitif katkı sağlayacağını da belirtmek isterim. Ama asıl pozitif etkiyi konut üretiminde görebileceğiz. Son 2-3 yıldır TÜİK verilerine baktığımızda, önceki yıllarda toplam satışın yarısını oluşturan sıfır konut talebi, yüzde 30’lara inmişti. Bunun en önemli sebebi yeni konut projelenin başlayamaması idi. Şimdi yüzde 0,69’dan başlayan ve psikolojik sınır olan 1’in çok altında kalan faiz oranı kampanyası ile orta gelirli vatandaşların yeni konut alacağını öngörebiliyoruz. Ayrıca Hazine ve maliye Bakanlığı’nın ilk 3 yıl taksit tutarlarına destek olması da doğrudan üretimi de pozitif yansıyacaktır. Arzın dengeli ve sürdürülebilir şekilde her şehirde devam etmesi ülkemiz için çok önemli idi, nitekim her sene 600 bine yakın evlenme, 200 bine yakın boşanma, 100 bine yakın gurbetçi talebi, 70 binin üzerinde yabancı talebi ile en az 1 milyon minimumda talep oluşan bir ülkeyiz. İhtiyaç ve yatırım amaçlı talepleri de eklediğimizde 1,5 milyona yakın talep oluşuyor. Bu rakam OECD üyesi ülkeler arasında en çok konut satılan ikinci ülke ve Avrupa’da da en çok konut satılan ülke anlamına geliyor. Böylesi bir fotoğrafta arzın desteklenmesi oldukça değerli bir hamle oldu.