İnternet alışverişinin küresel devi Amazon, milyonlarca müşteriye “müşteri yorumları” sayesinde satın alma kararı verme imkanı sunuyor. Platform, bu sistemi şeffaflık ve güvenin temel taşı olarak pazarlıyor. Ancak son dönemde, özellikle Türkiye’deki kullanıcılardan gelen şikayetler, bu güven mekanizmasının ciddi şekilde sorgulanmasına neden oluyor.

Birçok tüketici, titizlikle hazırladığı, ürünün gerçek performansını, eksiklerini veya kusurlarını fotoğraflar ve detaylı anlatımlarla paylaştığı yorumların, Amazon tarafından “Topluluk Kuralları’na aykırı” olduğu gerekçesiyle yayından kaldırıldığını ya da hiç yayınlanmadığını belirtiyor. İşin dikkat çeken yanı ise, bu reddedilen yorumların genellikle olumsuz veya nötr, ancak son derece gerçekçi ve detaylı incelemeler olması.

“Kural Dışı” Etiketiyle Gelen Şeffaflık Krizi

Mağdur müşterilerin aktardıklarına göre, Amazon’un gönderdiği standart bildirim e-postalarında, yorumun “müşteri yorumu kurallarını” ihlal ettiği belirtiliyor, ancak hangi kuralın, nasıl ihlal edildiğine dair hiçbir somut ve açıklayıcı bilgi verilmiyor. Bu durum, kullanıcılar tarafından “keyfi sansür” ve “şeffaflık eksikliği” olarak yorumlanıyor.

Bir kullanıcı, “Satın aldığım güneş panelinin verimliliğinin kataloğunda yazanın çok altında olduğunu, ölçümlerimle ve teknik terimlerle anlatan bir inceleme yazdım. Hiç hakaret veya uygunsuz bir dil yoktu. Bir hafta sonra ‘topluluk kurallarına aykırı’ diye silindi. O ürünün puanı hala yüksek ve insanlar yanıltılıyor” diye yakınıyor.

Satıcıların Rolü ve Otomatik Sistemlerin Güvenilirliği

Peki bu silinmelerin arkasında ne yatıyor? Uzmanlar ve deneyimli kullanıcılar birkaç olasılığa işaret ediyor:

  1. Satıcı Şikayetleri: Özellikle üçüncü şahıs satıcılar (3P seller), satışlarını ve ürün puanlarını olumsuz etkileyen yorumları “raporlayarak” sistem üzerinden şikayet edebiliyor. Amazon’un büyük oranda otomatikleştirilmiş inceleme süreci, bu şikayetleri yeterince insan denetimi olmadan “topluluk kuralları” çerçevesinde değerlendirip yorumu kaldırabiliyor.

  2. Aşırı Dar “Kural” Yorumu: Sistem, belirli anahtar kelimeleri, bağlantıları veya tüketici haklarını korumak için konulan (örneğin nakliye şirketinden veya üreticiden bağımsız sorunları anlatmak gibi) ifadeleri otomatik olarak “kural ihlali” sayabiliyor.

  3. Şeffaflık Eksikliği: En büyük sorun, reddin gerekçesinin net olmaması. Müşteri, hatasını anlayıp düzeltme şansı bulamıyor. Bu da Amazon’un, tarafsızlık ve açıklık vaadini zedeliyor.

Tüketici Ne Yapıyor, Hakları Neler?

Bu durumda tüketiciler çaresiz değil. Yapılabilecekler şunlar olabilir:

Kıbrıs’ın İsrail tarafından kuşatılması, Kimler Dur Diyecek
Kıbrıs’ın İsrail tarafından kuşatılması, Kimler Dur Diyecek
İçeriği Görüntüle
  • Amazon Müşteri Hizmetleri’ne somut örneklerle ulaşarak insan müdahalesi talep etmek.

  • Silinen yorumu, belki farklı bir dille (daha az teknik, daha kişisel deneyim odaklı) tekrar göndermek.

  • Ürünle ilgili gerçek deneyimi, sosyal medya platformlarında veya bağımsız tüketici forumlarında paylaşarak farkındalık yaratmak.

  • Türkiye’deki tüketiciler, Tüketici Hakem Heyetları’na veya Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında başvuruda bulunma haklarına sahiptir. Yanıltıcı bilgi ve şeffaflık eksikliği, kanuni bir şikayet konusu olabilir.

Sonuç: Güven Erozyonu

Amazon için müşteri yorumları sadece bir bilgilendirme aracı değil, aynı zamanda platformun itibarının ve güvenilirliğinin temelidir. “Topluluk kuralları” gibi meşru bir gerekçenin arkasına sığınarak, detaylı ve gerçekçi olumsuz eleştirileri sistematik bir şekilde filtrelenmesi, uzun vadede platforma olan güveni aşındırıyor.

Tüketiciler, artık sadece ürün puanına değil, yorumların “gerçek” olup olmadığına da şüpheyle bakmaya başlıyor. Bu durum, Amazon’un kendi eliyle yarattığı bir güven erozyonuna işaret ediyor. Dijital pazar yerlerinde adil rekabet ve bilinçli tüketici tercihi için, yorum sistemlerinin mutlak şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleriyle yeniden düzenlenmesi artık bir zorunluluk haline gelmiş görünüyor.