Birçok belediyede sistem hırsızlık ve rant üzerine işliyor. Belediyelerde bütçeleri kadar belki daha fazla gayri resmi para ilişkileri oluyor. Bu bozuk sistem içinde temiz kalmak kolay değil. Tabiri caizse Meleği Başkan yapsanız bir müddet sonra bozuluyor! Çünkü sistem kokuşmuş durumda. İnsanlar başkana çuval-çuval para verebilmek için aracılara çuval dolusu komisyon veriyor. Başkanların kapısında para vermek için kuyruklar oluşuyor. Başkan da kendinde bir keramet olduğunu düşünüyor. Bozuksa zaten ekibi ile gelip çalıyor-çırpıyor. Temizse de bu para bombardımanı altında bozuluyor.
Özellikle imar rantının olduğu büyük şehirlerde, gelişen ilçelerde ve gayrimenkulün rağbet gördüğü bölgelerde görünmeyen ÇOK BÜYÜK rüşvet çarkı işliyor. Bir fırıldak ile elde ettikleri kazanç, 7 sülalelerine bir ömür boyu yeter. Bu işin partisi yok. Bizim millet bu, bu işi yapıyor ancak konuşmuyor, bilinmesini istemiyor, konuşmak yasak! Yakalansa bile kabullenmiyor. Hatta bu işi becerdiği için kendini kahraman bile sayanlar vardır…
Başkanların etrafında kast sistemi oluşuyor. Halka dışa doğru uzayıp gidiyor. Yıllar geçtikçe yozlaşma en alt seviyeye kadar uzanıyor ve toplumda ciddi bir ahlak sorunu haline geliyor. Bizim gibi ülkelerde rüşvet çarkına aracılık etmek bile meslek haline geliyor. Bu kişiler kral gibi yaşıyor. Bu kokuşmuş düzeni fark eden namuslu-eğitimli-çalışkan genci ülkede nasıl tutacağız? Ya o da bozuluyor veya gelişmiş bir ülkeye hicret etmek zorunda kalıyor.
Belediye Başkanları Padişah gibi ama sorumluluğu yok. Padişah hata yaptı mı kellesi gidiyordu, Devleti tarumar oluyordu. Başkan hata yaparsa millet tarumar oluyor ama kendisine bir şey olmuyor. Hatta millet hırsız başkanları işini biliyor diye takdir ediyor, hem çaldı hem yaptı diye. Bu zamana kadar böyle oldu. Artık değişimin sinyali geldi, çalan yakalanıyor!
İmar Plan tadilatı ile bir arazi 10 kat, hatta 100 kat daha değerli hale gelebiliyor. Böyle bir durumda alan-veren razı bir durum ortaya çıkıyor. Bilimsel bir alt yapı ile yapılmış şehir planları deliniyor ve şehirler yaşanmaz hale geliyor.10 bin kişinin yaşaması gereken bölgelerde, 100 bin kişi yaşamaya başlıyor. Her türlü kamu hizmeti aksıyor. Birileri zengin olacak diye; Okullarda 20 kişilik sınıflar 45 kişiye çıkıyor. Yollar yetmez hale geliyor, saatlerce trafikte zaman geçiriliyor. Elektrik, su alt yapısı gibi birçok kamu hizmeti alarm veriyor.
Alış-veriş merkezlerine dikkat edin, zeminden Avm ye giriyorsunuz, asansörde -4 yazıyor! Yani kot farkından dolayı 4 kat yapılmış ve bu katlarlar onlarca yüzlerce mağaza yapılıyor. Bir mağaza milyon dolarlar ediyor, düşünün rantı…Bu katlar otopark vs. yapılacağına, açığa çıkarılarak mağaza yapılıyor, bunun da bir bedeli oluyor. Bunun gibi yüzlerce imar oyunu ile imar planları deliniyor…
Son 200 yıldır birçok konuda örnek aldığımız, taklit ettiğimiz modern barbar batıda Almanya, Fransa ve İngiltere’de böyle şeyler olmuyor. Az da olsa kamu malına el uzatanı toplum dışlıyor, Devlet cezasını veriyor, adam yaşayan ölü haline geliyor. Dünyaya geldiğine pişman ediliyor. Bizde ise kahraman oluyorlar! Herkes kendi hırsızını savunuyor. Savunmazsa ucu kendine dokunacağını biliyor. Çünkü paralar çok büyük olduğundan her yere gidiyor. Zaten başkanın koruma kalkanı bu, gerekli yerlere giden hırsızlama paralar…
Bu durum memleketin genel ahlakını bozuyor. Haksız rekabete yol açıyor…
Cezalar arttırılmalı. Bu fakir milletin bir kuruşunu çalan en ağır şekilde cezalandırılmalı. Bu tür işleri ifşa etmek lazım. Madem bu işler bu kadar yaygın herkes görsün bilsin. Ülkemizin topyekün kalkınması için hırsızlık, yolsuzluk, kayırmacılık hastalığından kurtulmamız lazım. Türk toplumunda ki bananecilik ve nemelazımcılık da ortadan kalkmalı.
Memleketin iyiliği için Bir dönemden fazla kimseye yetki vermemeli. Koltuk ne kadar çok kirletilirse, üzerinden kalkması o kadar zor oluyor galiba…
İsa Demir
Gayrimenkul Yatırım Uzmanı
www.alemdagmerkezemlak.com
16/07/2025