TÜRKÇİMENTO’nun Dünya Gazetesi ile birlikte düzenlediği Anadolu Buluşmaları’nın İzmir durağında, çimentocular ortak uyarıda bulundu. Çimento sektörünün önde gelen temsilcileri, yaşanan kriz yüzünden giderek artan enerji maliyetleri nedeniyle önümüzdeki aylarda çimento üretiminin zora girebileceğine dikkat çekti.

TÜRKÇİMENTO Anadolu Buluşmaları’nın altıncısı İzmir’de gerçekleştirildi. Etkinlik kapsamında İzmir Girişimcilik Merkezi-İzQ’da düzenlenen panel, Mena İletişim Ajans Başkanı Suat Özyaprak’ın moderatörlüğünde gerçekleştirildi. Panele TÜRKÇİMENTO Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Yücelik, TÜRKÇİMENTO CEO’su Volkan Bozay, EBSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı H. İbrahim Gökçüoğlu, Çimentaş CEO’su ve TÜRKÇİMENTO Yönetim Kurulu Üyesi Cenker Mirzaoğlu, Batıçim Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve TÜRKÇİMENTO Yönetim Kurulu Üyesi Gülant Candaş ve Dünya Gazetesi (NBE) Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ konuşmacı olarak katıldı.

Panelde konuşan TÜRKÇİMENTO Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Yücelik, çimento sektörünün zor bir yıl geçirdiğine işaret ederek “Sektörün %94’ünü temsil eden TÜRKÇİMENTO üyelerinin 2022 yılı ilk yarısında çimento üretiminde, geçen yıla oranla maalesef %10 oranında düşüş yaşandı. Yine bu dönemde önceki yılın aynı dönemine göre iç satışlarda %14,5 düşüş yaşanırken, çimento ihracatında ise %6,5’lik artış gerçekleşti. 2022 yılının ilk sekiz aylık döneminde Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre çimento sektörünün toplam ihracatı değer bazında %29 oranında artarak 1 milyar 79 milyon dolara çıktı. Toplam ihracat miktarı %5,4 gerileyerek 19,6 milyon tona indi. Söz konusu ihracatın 13 milyon tonu çimento; 6,6 milyon tonu klinkerden oluştu.”

 

ENERJİDE GÖRMEDİĞİMİZ BİR KRİZ DÖNEMİNDEN GEÇİYORUZ.

Şubat ayında başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı’nın küresel çapta ve Türkiye’de olumsuz etkiler ortaya çıkardığına dikkat çeken Yücelik, “Endüstrimizin en önemli maliyet kalemi olan enerjide, yıllardır görmediğimiz bir kriz döneminden geçiyoruz. Geçen yılın aynı dönemine göre Ağustos 2022 itibarıyla TL bazında, elektrik fiyatında yaklaşık %321, ithal kömür fiyatında yaklaşık %496, petrokok fiyatında yaklaşık %291, yerli kömür fiyatında da yaklaşık %168 artış gerçekleşti. Dolar kuru değişimi de aynı dönem için yaklaşık %112 arttı. Son 1,5 yılda sanayide kullanılan doğalgaza gelen toplam %998’lik artış ile elektrik santrallerinde kullanılan doğalgaza gelen toplam %1330’luk artışı da bu artışlarla birlikte düşünürsek, biz sanayicilerin nasıl bir ortamda üretim yapmaya çalıştığı daha net anlaşılacaktır. Döviz kurlarındaki ve enerji birim maliyetlerindeki bu yükseliş, enerji maliyetlerinin değişken maliyetler içindeki payının hala yaklaşık %85’ler düzeyinde seyretmesine neden olmaktadır” dedi. 

1 LİTRE SU, 1 KİLO ÇİMENTODAN DAHA PAHALI

Konuşmasında kamuoyunda yanlış bilinen bir noktanın altını sektör adına çizmek istediğini belirten Yücelik, şunları söyledi:

“Enerji krizine rağmen, Türkiye piyasasına neredeyse dünyanın en ucuz çimentosunu sunuyoruz. Bugün 1 litre su, binlerce derecede işlenen ve sayısız işlemden geçerek üretilen 1 kilo çimentodan daha pahalıdır. 

Çimento sektörü önündeki dönemde önemli teknolojik değişikliklere gitmek zorundadır. Yani tüm bu zorluklara rağmen yatırım yapmak zorundayız.”

Sektörün önündeki 10 yıla da değinen Yücelik, önümüzdeki yıllarda dünya ekonomisinin bir numaralı gündem maddesinin “iklim krizi ve karbon piyasası” olacağını hatırlatarak, bu noktada TÜRKÇİMENTO olarak öncelikli konularda üyelere katkı sağladıklarını söyledi. Yücelik, “Düşük karbonlu çimento üretimi yolundaki stratejik adımlardan ilki, firmaların bir sürdürülebilirlik dönüşüm programına sahip olmalarıdır. Emisyonların ciddi bir biçimde azaltılması ve iklim değişikliği ile tam anlamıyla mücadele edilebilmesi, ancak ve ancak finansman ihtiyacı dikkate alınarak ülke genelinde oluşturulacak kapsamlı bir strateji ile mümkün olacaktır. 

Tam da bu noktada, devlet teşvikleri-destekleri yanında yeşil finansman modellerinin çimento sektörü özelinde oluşturulmasının stratejik önemde olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu. 

 

ALTERNATİF ENERJİ KAYNAKLARI İHTİYACI ARTIYOR

Sektörde enerji verimliliği yatırımları, biyokütle kullanımı, atık ısıdan elektrik üretimi, katkılı çimento üretimi konularında, önemli yatırımlar yapıldığını söyleyen Fatih Yücelik, şöyle devam etti:

“Bu noktada alternatif enerji kaynaklarına ihtiyacımız olduğu görülüyor. Bunun için çözüm önerilerimizden biri biyokütle içeren alternatif yakıt ithalatıdır. TÜRKÇİMENTO üyeleri 2021 yılında 2,8 milyon ton alternatif hammadde, 1,5 milyon ton alternatif yakıt kullanarak; 740 bin ton petrol koku eşdeğerinde alternatif yakıt sayesinde ithal yakıt tasarrufu sağladı. Ayrıca, atık ısıdan elektrik üretiminde 16 fabrikada, 25 hatta kurulu atık ısı geri kazanım tesisleriyle 141,5 MW kurulu güce ulaşmış durumdayız. Bu sayede 570 bin hanenin günlük tüketimine denk gelen elektrik enerjisi ihtiyacı sadece prosesten çıkan atık ısı ile karşılanıyor. Ülkemizin 2053 net sıfır emisyon hedefinin ve sürdürülebilir kalkınma politikalarının belirlenmesinde sektör adına katkı vermeye devam edeceğiz.”

çimento sektörünün karbon maliyeti 2030’da 8,5 milyar euro olacak.

 

TÜRKÇİMENTO CEO’su Volkan Bozay, panelde yaptığı konuşmada bugün yaşanan iklim krizine çözüm arayışı içinde çimento sektörünün duruşunu anlattı. Çimento sektörünün uluslararası iklim ve çevre politikalarını yakından takip ederek, düşük karbonlu üretime geçiş konusunda uygulayabilecek süreçler olduğunu söyleyen Bozay, TÜRKÇİMENTO tarafından hazırlanan Düşük Karbonlu Çimento Üretimi Yol Haritası’nın dünyada ve Türkiye’de uygulanmasının faydalı olacağı bazı inisiyatiflere yönelik çok önemli noktalara değindiğini belirtti. Karbon emisyon azaltım uygulamaları için gerekli yatırımların maliyetlerine de değinen Bozay, “AB’de olduğu gibi bu konuda ulusal ve uluslararası desteğe ihtiyacımız olduğu aşikardır.  AB, emisyon ticaret sistemi ile tam uyumlu bir sistemde, karbon fiyatının 100 Euro/ton.CO2 olması durumunda, 2030 yılında sektörümüzün toplam karbon maliyeti 8,5 milyar Euro olacaktır. 

AB’de karbon fiyatının önümüzdeki yıllarda daha da artacağı öngörülmektedir. Bu maliyet artışı sektörümüzü ve dolayısıyla inşaat sektörünü son derece olumsuz bir şekilde etkileyeceğini söyleyebiliriz” dedi

 

Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO)Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı H. İbrahim Gökçüoğlu ise paneldeki konuşmasında, Türkiye’nin ilk ve tek bölge sanayi odası kimliğiyle çıkan EBSO’nun bugün 53 farklı sektörden 5.500 üye ile kent ve bölge sanayisinin geliştirilmesi için hizmet verdiğini söyledi. Gökçüoğlu, “İzmir’de ihracat 2021’de yıllık bazda %27 artışla 14,8 milyar dolar düzeyinde gerçekleşirken; ithalat ise %29 artışla 10,9 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Bu açıdan, önemli bir avantaj olarak İzmir, 2021’de 3,8 milyar dolar dış ticaret fazlası ile net ihracatçı bir şehirdir. Türkiye toplam ihracatının da %6,5’ini gerçekleştirerek, İstanbul’dan sonra en çok ihracat yapan ikinci ildir. İzmir, vergi gelirlerinin toplam tahsilat içindeki payında da %11,4’lük oranla, İstanbul’dan sonra ikinci il konumunda bulunuyor” dedi.

Enflasyonun üretimin önündeki en önemli problemlerden biri olduğunu vurgulayan Gökçüoğlu “Kanunen enflasyon iki yıl üst üste yüzde 100’ün üzerinde çıkarsa bilançolarda enflasyon muhasebesine geçilmesi gerekiyor. Ancak bu uygulanmıyor. Bu nedenle sanal karlar ve sanal vergilerle teknik iflasların eşiğinde birçok firma bulunuyor. Bu sürdürülebilir değil” diye konuştu. 

Panelde konuşan Batıçim Yönetim Kurulu Başkan Vekili Gülant Candaş, Ege Bölgesi’nin en köklü kuruluşlarından biri olan grubun Ege Bölgesi’ndeki satışın %45’inden fazlasını karşıladığını belirtti. Gruba ait çimento fabrikalarında yapılan üretimlerde, doğal kaynakların bilinçli bir şekilde kullanılmasına azami gayret gösterdiklerini vurgulayan Gülant Candaş, “Bu kapsamda, çevreyle dost üretim modeli ile karbon salınımının azaltılması için önemli adımlar atıyoruz. Oluşan atıkları kaynağında azaltıyor ve mümkün olan her durumda bu atıkları ülke ekonomisine tekrar kazandırıyoruz. Ulaştırma, inşaat ve liman gibi sektörlerin bel kemiğini oluşturan çimento üzerinde gerçekleştirdiğimiz Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarıyla Türkiye’ye ilkleri kazandırıyoruz” dedi.  

 

Çimentaş CEO’su Cenker Mirzaoğlu, 1950 yılında kurulan Ege Bölgesi’nin ilk çimento fabrikası Çimentaş’ın bugün İtalya merkezli Cementir Holding’in parçası olarak küresel yolculuğuna devam ettiğini söyledi. Cenker Mirzaoğlu, “Sektörümüz enerji ve sermaye yoğun üretim koşullarının yanı sıra, yüksek emisyonları olan, kendine özel hammaddeye bağımlılık gibi özel nitelikleri var. Bu nedenle yatırım öncesinde en az bir elli yıllık perspektife sahip olmak gerekiyor. Sürdürülebilir büyümeye inanıyor ve bunun için durmaksızın yatırım yapıyoruz. Hayata geçirdiğimiz işlerimizin başarısı bizi Cementir Holding bünyesinde en büyük 3 ülkeden biri konumuna taşıdı” dedi. Mirzaoğlu, çimento sektöründe fabrikaların yıllık bakım duruşları hariç 7/24 çalıştığına dikkat çekerek, şu uyarıda bulundu:

Zorunlu hallerde duruşlar, elektrik kesintileri çok büyük zarara ve telafisi zor durumlara yol açar. Dolayısıyla stabil bir üretimi sağlamak bizim için çok önemlidir. Bu nedenle elektrik tedarikindeki daralma veya ihracata kısıtlama getirilmesinin düşünülmesi bile işimize büyük darbe vurabilir. 

 

Dünya Gazetesi (NBE) Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ ise Türkiye’nin geçmişte olduğu gibi bir planlama teşkilatına ihtiyacı olduğunu belirterek, “Sektör seçerek hareket etmemiz gerekiyor. Çimentoyu da tekstili de kağıt sektörünü de dönüştürebiliriz. 

Her sektörümüzü, teknolojiyi en üst düzeye çıkartabilecek geleneksel üretimi yeni teknolojiyle intibak ettirebiliriz” dedi. Güldağ, Türkiye’nin döngüsel ekonomi üzerinden yeni projeler ortaya koyması, inşaat ve sanayi sektörünün karşı karşıyla getirilmesi yerine, akıllı ve yeşil binaların zamanın ruhuna uygun olarak gündeme getirilmesi gerektiğini söyledi.