Millî Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü'nce imam hatip okullarındaki başarılı örneklerin ve model uygulamaların tanıtılması ve yaygınlaştırılması amacıyla başlatılan İmam hatip okullarına yönelik uygulanan politikaların asıl amacının bu okulların arkasındaki yerli ve millî insanların fedakârlıklarıyla örülmüş hikâyeleri yok etmek olduğunu dile getiren Özer, katsayı uygulamasının imam hatip liseleri ve meslek lisesi öğrencilerinin üniversiteye erişimini engelleyerek başarılı öğrencilerin bu iki okul türünden uzaklaşmasına neden olduğunu kaydederek imam hatip okullarına öğrenci bulabilmek için maarif davasına kendini adamış yiğit insanların köy köy gezdiğini ifade etti.
İmam hatip okullarının tarihiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Bakan Özer, aslında 1913 yılında başlayan ama 1951 yılında artık daha çok kurumsallaşan, eğitim içinde çok daha güçlü bir şekilde yer almaya, namzet bir şekilde yola çıkan okullarımızın arkasında bırakmış olduğu hikâyeler gerçekten unutulmaması gereken hikâyeler... Belki de eğitim sistemimizdeki en mağdur olan okul türlerinden birinin başında imam hatip okullarımız, sonra meslek liseleri geliyor. İşte, bu iki okula ama özellikle imam hatip liselerine gerçekten inanılmaz müdahalelerle hayat bulmaması için, neşvünema bulmaması için inanılmaz entrikalar yaşandı bu ülkede. Ben öncelikle 1913 yılından sonra 1951 yılında tekrar tohumu başlatan -o yetmiş yaşına rağmen İstanbul'da imam hatip okulu için -sadece müfredatını değil, fiziki mekânını da teşrif etmek için- hiç kimseye fırsat vermeden gece gündüz çalışan Celalettin Ökten Hoca'mızı, yine Celalettin Hoca'mızın öğrencisi olan Millî Eğitim Bakanımız Tevfik İleri'yi, Başbakanımız Adnan Menderes'i rahmet ve minnetle anmak istiyorum." ifadelerini kullandı.
Konuşmasında güncel okullaşma oranlarını paylaşan Özer, "Bugün gelinen noktada beş yaştaki oranları yüzde 95'e, ilkokuldaki okullaşma oranı yüzde 99,63'e, yani yüzde 100'e, ortaokuldaki okullaşma oranı yüzde 99,44'e ve lisedeki okullaşma oranı yüzde 95'e ulaştı." dedi.
Cumhuriyet tarihinde ilk kez eğitimin tüm kademelerinde yüzde 95'in üzerinde okullaşmanın sağlandığını vurgulayan Özer şunları söyledi:
"Demek ki son yirmi yılda dert neydi? Dert bu ülkenin evlatlarının hiçbir ayrıma tabi tutulmadan okullarla buluşmasıydı. Ondan önceki dönemin derdi neydi? Bu ülkenin vatandaşına kendi dayattığı koşullarla eğitime buluşma şartını getirme dönemiydi. Yani vesayet odaklarının aktif olarak eğitim politikalarının şekillendiği bir dönemdi. Peki, madem konu rekabetti, bu ülkenin diğer ülkelerinde rekabet edebilme kapasitesini artırmaktı... Peki, neden o zaman bu adımlar atılmadı? Çünkü bu ülkenin kalkınması hiç de umurlarında değildi. Eğer umurlarında olmuş olsaydı, eğitimin tüm kademelerindeki okullaşma oranlarını artırırlardı. Onların derdi, Sayın Cumhurbaşkanımızın sıklıkla zikrettiği gibi, kültürel iktidar eğitimden geçer. Eğer bu ülkenin vatandaşlarının çocuklarını eğitimle buluşturmazsanız vesayet odakları kültürel iktidarını sürekli pekiştirir. Hiçbir zaman Anadolu insanı o kültürel iktidara ortak olamaz. İşte son yirmi yıl, bu ortaklığın pekiştirildiği en önemli döneme tekabül etmektedir. Elbette bunun da bir lideri vardır, Sayın Cumhurbaşkanımıza bu evlatlarımızın tamamının okulla buluşmasıyla ilgili yapmış olduğu tüm yatırımlar, antidemokratik uygulamaların kaldırılmasındaki göstermiş olduğu kararlılık ve dirayet için en içten şükranlarımızı arz ediyoruz."
Konuşmasının sonunda, dünyaya ahlak ve merhamete dair farklı şeyler söyleyen bir ülke olma adına Bakanlık olarak her türlü gayreti sarf edeceklerini belirten Bakan Özer, imam hatiplerin 71. yıl dönümünü kutladı. Program, hediye takdimi ve ödül töreninin ardından sona erdi.