Şehirleşme oranında yaşanan artışla birlikte, 2030’da dünya nüfusunun yüzde 60’ının, yani 5 milyar insanın şehirlerde yaşayacağı öngörülüyor. Uzmanlar, pandeminin tetiklediği doğayla iç içe yaşam arzusunun, bu eğilimi tersine çevirebileceğine dikkat çekiyor. Bu yönelimin mimarideki yansıması kulübe, prefabrik ev, taşınabilir ev gibi konseptleri öne çıkarıyor. Konutu oluşturan tüm alanları ihtiyaca göre minimalist ölçülerde barındıran, şehrin dışında konaklama opsiyonu yaratabilen, tasarımıyla doğaya uyum sağlayan tiny house gibi konseptlere olan talebin arttığını söyleyen Hane House Kurucu Ortağı Abdullah Çakmanus, “Bill Gates'in ormandaki kulübesi ve Elon Musk’ın 35 metrekarelik prefabrik eviyle gündem gelen doğada küçük metrekarelerde yaşam, kalıcı bir trende dönüşüyor. Tiny house, doğadaki diğer canlıların yaşam alanlarını tehdit etmeyecek şekilde doğada özgürce yaşamak isteyenler için villa konforunda minimalist bir barınma çözümü sunuyor” dedi.
Arsa Maliyetini Düşürüyor
Her proje için bir fidan
“Yaşamını sadeleştir" sloganıyla geliştirdikleri tiny house projelerinin, sadece ihtiyaç duyulan alanları barındırması ve tekerlekleriyle istenilen her yere taşınabilmesinin talebe yön verdiğini ifade eden Abdullah Çakmanus, “Bu tür projeler her türlü doğa koşuluna uygun olarak üretildiği için tüm iklim ve coğrafyalarda kullanılabiliyor. Üstelik 2 ay gibi kısa sürede teslim edilerek yatırımcıların uzun yıllar süren bekleme dönemini ortadan kaldırıyoruz. Verdiğimiz 2 yıllık garantiyle de yatırımları güvence altına alıyoruz. Aynı zamanda projelerimizi geliştirirken, sürdürülebilir bir gelecek için doğaya bir fidan armağan ediyoruz” ifadelerini kullandı.