Ailenizle beraber şehirden kırsala bir göç hikayeniz var. Hepsinden önce bize biraz kendinizi anlatır mısınız?

Öncelikle kıymet verip bana ve aileme bu fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederiz. Ben Konya’da gözlerimi 1989 yılının mart ayında açtım. İlk, orta, lise ve üniversite öğrenimimi Konya’da tamamladım. Günümüz dünyasındaki her genç gibi ekmek davası için hızlı bir geçiş yaşadım.

Sürekli kabına sığmaz tavırlarım beni ara ara radikal kararlar almaya yönlendirdi. Bunlardan ilki üniversiteyi yarıda bırakıp bisikletle Türkiye turuna çıkmaktı. Her ne kadar yolun bir kısmında rüzgar afetiyle karşılaşıp yolculuğumu yarıda bıraksam da, sonraki yıllarda radikal kararlar almaya hep devam ettim. Uzun zaman alan kararsızlıkların ardından, seyahat acentesi açarak kendime yeni bir yol çizdim. 7 yıla yakındır şahsıma ait olan seyahat acentesinde faaliyet gösteriyorum.

Uzun zamandır düşündüğünüz bir proje miydi küçük bir yere yerleşmek? Yoksa ‘hadi gidelim’ mi dediniz? Karar verme sürecinizde sizi en fazla tetikleyen şey ne oldu?

Herkese ilginç gelen konu da aslında bu sürece karar verme serüvenimiz. Eşimle evlendikten sonra sürekli turlara beraber gidiyor, insanları gezdiriyorduk. Karadeniz bölgesinde çok ama çok sevdiğimiz, görür görmez burada olmalıyız diyerek aldığımız bir karar her şeyi değiştirdi. Bize özel gelen o yer Amasra’ydı. Bir müteahhit ile anlaşarak temelden bir eve yazıldık.

Tüm birikimimizi vererek bir umut beklediğimiz ev, ne yazık ki yalan oldu. Dolandırıldığımıza üzüldük, sessizleştik derken. Biraz uzaklaşmak ve kendi kendine yetebilen bir yuva isteği doğdu içimizde. Bir yıllık bir araştırma sürecinin ardından, bir arazi aldık. Araziyi alırken tek hedefimiz vardı. Kendi evimizi kendimiz yapmak… İşte bize musibet gibi görünen o dolandırılma ve kaybedilen birikim, bizi çok ama çok farklı bir noktaya taşımış oldu.

Hepsinden önce ev yapabileceğiniz bir arsaya ihtiyacınız var. Arsa satın alırken nelere dikkat ettiniz ve seçimi neye göre yaptınız? Arsanın size toplam maliyeti ne oldu?

İnanır mısınız bilmiyorum! Biz arazi alırken hiçbir şeye dikkat etmedik. Bizim serüvenimizin macera dolu olması aslında bundandır. Arazi alırken tek arzu ettiğimiz şey olabildiğince insanlardan uzak, doğaya yakın bir yer olmasıydı. Konya gibi bir ovada ağaçlık alan bulmak neredeyse imkansız.

Araştırma yaparken bir web sitesinde ilan gördüm ve direkt aradım. Çok istememin sebebi, arazinin üç tarafı Orman Bölge Müdürlüğü'nün sorumluluğundaki ormanlık alandı. Bizi cezbeden tamamen bu oldu. M2, kadastro yolu, arazinin tapuda ne olarak geçtiğine hiç dikkat etmedik. Arazinin ücretiyle alakalı aklıma direkt bir söz geliyor. Gerçekten mal alıcısına satılırmış. Biz orayı görünce o kadar etkilenmiştik ki fiyat konusunda bölgeden hiç araştırma yapmadan, direkt pazarlığa oturduk ve 120.000 TL gibi bir bedelle araziyi satın aldık.

Neden evinizi yaptırmak yerine kendiniz yapmayı tercih ettiniz?

Aslında bu hayat boyu tüm alanlarda aynıdır. Bir işe kalkıştığınızda kendi yaptığınız bir işin verdiği lezzet her zaman daha fazladır. İnsanoğlu bir başkasının yaptığı işi genelde çokça eleştirir ve düzgün iş çıkmasına şartlanır. Bizi en çok rahatlatan konu tamda buydu. Hata yaptığımızda kendimize kızmıyoruz. Çünkü hata yaptıkça öğreniyor ve tecrübe sahibi oluyorsunuz.

Hiç başkasına yaptırmayı araştırdınız mı derseniz, emin olun biz bunu hiç araştırmadık. Çünkü daha ucuza hallederiz, kendimiz yapalım niyetiyle yolculuğa başlamadık. Biz kendi emeğimizin olduğu, her çivisini kendimizin çaktığı bir yuva derdindeydik. Emin olun bunun verdiği lezzet, hazır bir yapıya göçmekten çok ama çok daha farklı.

Arsayı satın aldınız ve evinizi yapmaya başladınız. Öncelikle süreç nasıl işliyor? Sizin gibi kendi evini kendi yapmak isteyenler ilk olarak nereden başlamalı?

Başlangıçta araziyi aldık ve belediyeye başvurduk. Başvuru sonucunu duyunca aslında ikinci kez hayal kırıklığına uğradık. Bizim aldığımız arazi 4300 metrekareydi ve bahçe statüsünde geçiyordu. Belediyeden arkadaşlar bölgenin imara açık olmadığını ve 5000 metrekarenin altında olduğu için görüş veremeyeceklerini söylediler. Bu durum bizi ikinci kez hayal kırıklığına uğratmıştı.

Pes ettiniz mi o zaman derseniz, asla pes etmedik. Bir müddet araştırma yaptıktan sonra, Tarım Müdürlüklerinin ahır yapma sözüne, bakıcı evi olarak belli şartlarda inşaata izin verdiğini öğrendik. Şartlar arasında, arazinin 3000 metrekare üzerinde olması, minimum 150 koyunluk ahır yapılma sözüne 75 metrekare alt, 75 metrekare üst, toplamda 150 metrekarelik bakıcı evi yapma izni olduğunu söylediler.

Arsa almadan önce belediyeden kontrol etmek gerekiyor yani?

İşin aslı zaten kendimizin de ahır yapma niyeti vardı. Sadece yaşanılan süreç bizleri bu tercihe doğru yöneltti. Eğer arazi alarak, kendi evini yapmak isteyen insanlar varsa muhakkak almadan evvel ada / parsel numarasını o arazinin bağlı olduğu belediyeye vererek sormaları gerekiyor. Bu sayede daha az hata yapacaklarına inanıyoruz.

Haberin Dvemı İçin Tıklayınız.